Yazarlar

  • Oturmaya mı geldiniz

    Günlük siyasilerin öfkelerini her geçen gün ezberliyoruz. İnsanları şaşırtmak için hepsi farklı kelamlar ediyorlar… Bu tür denemelerde insanlar her ne kadar bilinçli yaklaşsa dahi istediği gibi sonuç alamıyorlar. Nesimi’nin de söylediği gibi “Gâh çıkarım gökyüzüne, seyrederim âlemi… Gâh inerim yeryüzüne, seyreder âlem beni” denemesini yapıyor olsalar.

    Mesela bizim insanlar gündemi yakından takip ederler. Haberlerde ne söyleseler onlarda o türden cevap verirler. Örneğin İngiltere’de yaşayan insanların etnik çeşitlilikleri oldukça fazladır. Üstelik tarihlerinde kaynaklanan birbirleri ile düşmanlık olsa dahi bunu sağlayabiliyorlar. Kuzey ve Güneyde bulunan milletlerle karşılıklı gelmelerine rağmen dostluğu sağladılar. Bunlardan tutun İngiltere’nin gelişmişliği ve medeniyetin yükseklerinde yer aldığını görebiliriz.

    Türlük ve Türkiyelik
    Türklük ve Türkiyelilik kavramları bize Engelish ve British kavramlarını gösterecektir. Her halde insanlar açmakta yardımcı olurlar. Farklılıklar insanların yaşamlarının belirlenmesini sağladı. Mesela insanlar ve yaşamları birbirlerine farklılık gösterdi.

    Hepsini Kaçırmak mı?
    Zamanla birlikte “azınlık” kısmı kendisini göstermiş oldu. Yapılan baskılar insanların dışlanmasına dahi sebebiyet verdiği zamanlar oldu. Buna benzer durumlar Türkiye Kıbrıs krizinde yaşanan siyasi-ekonomik baskılardan oluşmuştur.

    Ders almak
    Olanlardan aslında, insanlar ders çıkartarak kendi yollarını belirlemeleri gerekir. Peki, her şeyi kabul ettiğimiz zaman insanlar bize nasıl bakacaklar. Kötülükler insanların yaşamlarını belirler, alışkan insanlar bu yaşamları benimsemiş olackalardır.

  • Çocukların “Siyaseti”

    23 Nisan Atatürk’ten çocuklar armağan edildi de o koltuklardan kalkılamadı. Çocukluk yıllarımızda kullandığımız o yapıştırıcılar adeta koltuklarda kullanılır olmuş. Oturan bir daha kalkamıyor, kalkanda birisinin sufleleri ile hareket ediyor. Tartışmaların nasıl son bulacağı bilmez ama bugün çocuklarda siyasetçi oldular. Kararları hepten farklı oldu, onları yönlendirmek değil de yaşayacakları bir dünya kurulmalıdır. Onca makamda yer kalmadı alıp kendi makamına mı getirdin bilinmez.
    Gençlik yok oluyor:
    Düşünenler yada kararlaştıranlar olabilir ama uygulamalardan asla vazgeçilmemesi gerekmektedir. İnsanlar düşüncelerini daima göz önüne sererek bir şeyler sunma peşinde olmaktadır. Yaptıklarının nasıl etkileyeceği bilinmez ama insanların küçüklükte itibaren etkileyeceğini gösterebilir.

    Siyaset çocuklar üzerinden yapılması gerekmezdi. İnsanların bakışlarını değiştiren değerler olmuştur. Sürekli olarak herkes birilerini ön plana sürmemeli. Bugün yaptıklarımız yarın yaptıklarımız olacaktır. Büyüklerin “Koltuk verme” oyunu olmasa başkaları nasıl yerine geçecek bilinmez.

    Sokağın ateşi
    Temmuz’da emekliye ikramiye, geleceğe yönelik yatırımlar, hepsine ikramiyeler. Seçim vaatleri asla bitmeyecek gibi görünmektedir. Yapılan yatırımların haddi hesabı olmadığı açıkça ortada. Birdenbire insanların ortadan kayboldukları olduğu zamanda emeklinin hali ne olacak?

  • Noter nerede kaldı…

    Bende derdim kendi kendime, bizi ne zaman hatırlayacaklar diye sorardım. Halk hatırlandığı zaman ben diyeyim 5 sene, siz deyim 10 senede bir hatırlanmak. Büyüklerimiz boşuna bize emanet etmediler vatanı. Bugün bırakmış olsaydık gelip soranda olmazdı. Olduğu gibi her şeyin kalabileceğini görürdünüz.

    Bugün kapım çalındı, yıllar öncesini hatırladım nüfus sayımı olduğunu düşünerek. Meğersem kapımın çalması bir oy bir paket nohutmuş.

    Ortalık kızıştığını her gün daha da fark ediyoruz. Bir zamanlar bir parti vardı vaatlerin ardı arkası kesilmek bilmiyordu. Aslında söylenenler güzeldi ama versek oyu yiyip bitirecek bizi.

    BENİ ANLASIN
    Oy için değil de gelip bir çayımı içecek derdimi dinleyecek insana ihtiyacım var. Öyle bir göz gezdirmesin üzerimde. Elini sıktığımda beni unutmayacağını, samimiyetini görmek isterim.

    Muhalefet konuştu
    Vaatlerin ardı arkası kesilmek bilmiyor. Noter aradık yasal olarak kabul görmesi için. Olacak mı olmayacak mı görmek isteriz. Kararlar nasıl verilecek kime söylenecek bilinmez. Yaz bana bir kağıt gönder onaylatayım. Kabul gördüğünde bizimde tok karnımız olsun.

    Kendi cebine bakma…
    Benim oyum benim kararım…

    Atamızın halka seçme ve seçilme hakkı verirken bunları düşünmüş olsa gerek. Kendi menfaatleri doğrultusunda ülkeyi yönetmek isteyecekleriydi. Öyle de olmadı mı? Oldu hem de paşalar gibi oldu. Bal tutan parmağını yalarmış, bu kadarı da olmaz ki kavanoza insan elini sokar mı? Arılar oradan çıkıp seni sokmaz mı?

  • Lüks yemek “PATATES”

    Spekülasyon, oldukça düşündüren bir kelime. Fransızca kökenli olduğunu biliyor musunuz? Bende anlamını son zamanlarda patateslerin depolanarak fiyatlarının rekor kırması sonucunda öğrendim. Spekülasyon ürünlerin depolanarak pazar payının artmasını sağlamaktayız.

    Milletin sofrasından eksik olmayan artık bir ekmek oldu. Ona da bir spekülasyon yapılsın da ne yapacağımızı hep birlikte düşünelim.

    Vekiller olmuş “Marie Antoinette” gibi…

    Halk açlıktan yiyecek ekmek bulamadığı zaman “ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözü ile tarihe geçti. Fransa Kralı’nın eşi o olmuş yada halkın halini anlamayan bir devlet olsun.

    Aldıkları kararlar doğrultusunda insanların sofralarına ne konacağını düşünsünler. 7 Haziran yakında oy için vereceğiniz halk için yapın.

    Bir söz vardır bilinir mi “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” işte tam bu noktada donup kalırsınız. İcraat olmadan beyannameler ortalıkta dolaşıyor. Gel imzala noter tasdikli belgeni getir al oyunu.

    Oy Verene Patates
    Öyle bir hale geldik ki artık oy almak için patateslere ağırlık verebiliriz. Oy ver al bir kg patatesi. Yakında seçimlerde dağıtılacak olanın patates olduğunu haberlerde okuyabiliriz. Gündeme “bomba” gibi düşecek olan patatestir.

    Kuru fasulye sofralarımızın tacı fakir yemeği olurken lüks oldu, bugünde patates lüks oldu. Yarın fakirin sofrasından ne eksilecek merak içindeyiz. Ekmek eksilirse “hop” orada dur diyen birisi olacağının kanısındayız.

    Stokçular depodan çıkmaz oldu, spekülasyon ile milyarlarca lira kimin cebine inecek soru işareti bırakıyor. Bizde bunlara sessiz kalacak değiliz.

  • Doların Tokadı

    Bazen gelip bazı duygular gelip çekiştiriyor…

    Birilerinin bir yerlere gelmek için diğerlerinin üstüne çıktığını görüyorum…
    Olanları seyrettim ve aklıma Visconti’nin “leopar” adlı filmi geldi. Televizyon karşısına geçerek tekrar seyrettim.
    2004 yılında seyrettiğimi hatırlıyorum.
    Eski bir fildi… Hayal kırıkları ile dolu.

    Hüzünlü seçimlerden sonra aklımıza ne gelecek. Kırk yıllık iktidar devrilecek gösteriyor. Dün gibi hatırlıyorum genel seçimlerin yapıldığını. İnsanlara çeşitli vaatler altında verilenlerin haddi hesabı yoktu.

    Bugün insanlar çaresizlik içinde bakıyor…

    Kararlarını ne değiştirdi
    Ekecek tohumu olmayan çiftçisi mi desem, yoksa okula giderken harçlık veremeyecek olan ebeveynlerimi. Hepsi bir arada insanları etkiliyor.

    Dolardan gelen tokat insanları değiştirdi. Anket yaparsın olduğu gibi olmasa da sonuçlar çıkar. Dev ADAM koltuğundan kalkıp başka koltuğa geçince dengeler bozuldu. Osmanlı İmparatorluğu da yedi cihana hükmeden değil miydi?

    Ne demişler hızlı giden atın tezeği seyrek düşer.

    Anlatanları dinlememişler, her masal mutlu son diye bitmeyecek. Şimdi bir kere daha sırat köprüsünden geçerek düşüncelerini gösterecek. Anlatılanlar ne olacak bilinmez. Şimdi oy zamanı.

    Yüzüne bakıp arkadan iş çeviren kaç kişi var. Osmanlı’da değilmiydi içten yıkılan. Sen gel oğlumu getir de sonra ortalığı velveleye ver.
    Bak şimdi olacağı belli…